İnsanların % 87'sinin "IoT" kelimesinin ne anlama geldiğini bilmiyor. Ama merak etmeyin, eğer içeriği okumaya devam ederseniz siz de şanslı %13’lük dilime dahil olabilirsiniz :)
Son yıllarda yaygın bir şekilde sosyal hayatımız ve iş hayatımızda sıklıkla duyduğumuz Iot kavramı “nesnelerin interneti” anlamına gelmektedir. Sürekli olarak değişen ve gelişen dijital dünyada, teknolojik terimler karşımıza çıkmaya devam ediyor. Bu terimler, ilk duyduğumuzda ilgimizi çekse bile çoğu zaman umursamayız veya merak etsek bile incelemeyiz. Ancak bilinçli kullanıcı olabilmek adına bu terimleri öğrenmemizde fayda var. Gelin IoT kavramını birlikte inceleyelim.
Nesnelerin İnterneti (IoT) ilk kez Kevin Ashton tarafından 1991 senesinde ortaya atılmış bir kavramdır. Günün koşullarına göre değerlendirildiğinde ufuk açıcı bir gelişme olan IoT kavramının günümüzdeki kullanım alanları ise her geçen gün artmaya devam etmektedir.
Nesnelerin İnterneti (IoT), iki farklı akıllı cihazın ağ teknolojisine dâhil olarak birbiriyle iletişime geçmesini sağlayan bir ekosistemden oluşuyor. Bu ekosistem; kullanımı her geçen gün artan, yaşadığımız dijital çağın getirisi olan akıllı cihazların birbiriyle bağlantı kurmasına ve bilgi paylaşmasına olanak sunuyor. Nesnelerin internete bağlanarak veri iletişimi yapmasına, bilgi toplamasına ve toplanan bilgilerin karar mekanizması oluşturmasına imkân veren IoT teknolojisi, günlük hayatımıza pratiklik katıyor. 2020 yılına geldiğimizde, 45 milyarı geçen internete bağlanan cihaz sayısı ile IoT teknolojisine bağlı çalışmalar büyük bir hız kazandı.
Bir örnek vermek gerekirse;
Kullandığınız akıllı saat; attığınız adımları, gittiğiniz mesafeyi ve kalp atışlarınızı algı özelliğine sahip olabilir. Sensörler yardımıyla gerçekleşen bu algılama ile gelen veriler analiz edilerek hayatınızı kolaylaştıran bir uygulamaya dönüşüyor. Akıllı klimalar, prizler, araç takip adaptörleri, evcil hayvan besleme uygulamaları ve daha birçok örnek günlük hayatımızda bizlere fayda sağlayabilecek çözümler üretiyor.
Akıllı cihazlar ile birlikte daha fazla kullanılan IoT teknolojisi, insanlar ve işletmeler için çeşitli faydalar oluşturmaktadır. Farklı endüstrilerde faaliyet gösteren kuruluşlar; daha verimli çalışabilmek, sunduğu hizmet kalitesini artırabilmek ve karar verme süreçlerini geliştirebilmek adına IoT teknolojisinden faydalanmaktadır. IoT sistemi ile zaman ve para tasarrufu sağlanırken aynı zamanda daha fazla gelir de elde edilebiliyor.
IoT sayesinde şirketler yaklaşım yöntemlerini yeniden değerlendirerek stratejilerini çeşitlendirebiliyor. En büyük faydalarından bir tanesi de kullanılan sistemlerdeki hataların önceden fark edilebilmesi oluyor. Örneğin; IoT sayesinde sistemdeki bir makine parçası bozulmadan önce fark edilebiliyor. Bu sayede sorunu çözmek için yeterli zamana sahip olan işletmeler hızlıca harekete geçebiliyor.
IoT teknolojisi, elde edilen verilerin çeşitli yazılım ve donanım teknikleriyle analiz edilmesi ve değerlendirilmesi sayesinde birçok uygulamada kendisine kullanım alanı bulmuştur. Enerji yönetimi, atık yönetimi, otonom arabalar, giyilebilir teknoloji, akıllı ev sistemleri, ulaşım altyapısı, akıllı online eğitim ve sağlık uygulamaları gibi birçok alanda maksimum verim elde etme hedefini destekleyen birçok uygulama alanı bulunmaktadır.
Bu uygulamalara birkaç örnek vermek gerekirse;
Nesnelerin İnterneti (IoT) Teknolojisi aracılığıyla evimizde bulunan akıllı beyaz eşyalar, mutfak aletleri, televizyon ve ses sistemleri ile akıllı telefon uygulamaları birbirleriyle entegre bir şekilde çalışarak uzaktan kontrol ve gözetim sağlanabilmektedir. Böylece akıllı aydınlatma sistemleri, güvenlik seviyesi ve alarm sistemlerine ilişkin ayarlamalar uzaktan mobil cihazlar aracılığıyla yapılabilir. Örneğin evinizin dışında bulunan ve harekete duyarlı güvenlik sensörleri sayesinde herhangi bir hareket algılandığında eş zamanlı görüntüler mobil cihazınıza aktarılabilir. Aynı şekilde çeşitli mobil aplikasyonlar aracılığıyla fırınınızın sıcaklık derecesini ve çamaşır makinanızın yıkama ayarlarına uzaktan kontrol sağlayabilirsiniz.
Bu uygulamalar sayesinde bakıma muhtaç veya sürekli hastalığı bulunan kişilerin, sağlık verilerinin düzenli olarak kontrolü ve takibi yapılabilmektedir. Çeşitli riskler çerçevesinde oluşabilecek acil durumları önlemeye veya hızlı bir şekilde çözüm sunmaya yönelik oluşturulan bu uygulamalar bilgi tabanlı sistemlerdir. Örneğin, kalp ritmi, nefes alma ve vücut sıcaklığı gibi anlık veriler sağlayan giyilebilir teknoloji uygulamaları sayesinde bu değerler ölçülerek herhangi bir risk anında sizi uyarmaktadır.
Yapısı gereği dönüşen ve yenilenen dijital dünyada; nesnelerle olan iletişimimizin en büyük ağı olan IoT, şimdiden birçok uygulama ile kendine yer edinirken gelecekte daha fazla akıllı cihaz ve yapay zekâ ile entegre bir şekilde karşımıza çıkmaya devam edecek.
Dijital dünya hakkında daha fazla bilgi için bizi takip etmeye devam edin!
Yorum Bildirin